YÖK Başkanlığının Üniversitelere Kadro Verme Yetkisi Kaldırıldı...

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Ama şuan alınan bilgiler ve izlenimler, 60 gün içerisinde üniversitelere tanınan yetkinin askıya alındığı yönünde!

Norm kadro yönetmeliği, 60 gün içerisinde çıkana kadar hiçbir devlet üniversitesi ilana çıkamayacak! Bu net bilgidir Vahdet hocada paylaşmıştır. 3 aylık beklememize, yeni bir 2 ay daha eklendi. Amma, bu kadar beklemenin sonucunda, Yök'te köklü revizyon yapılmazsa, 5 ay bekledikten sonra alımlar aynı şekilde, eş, dost, akraba, torpillilere yönelik olursa, nepotizmin önüne geçilmezse, bunda sorumlu olan herkesi kendi adıma eleştiririm. Nokta!
 

Kayhan1234

Öğrenci
Arakadaslar yökün yazisinin son paragrafinda da belirtildigi uzere "acikliga kavusturulacak hususlar" bulunmasi nedeniyle durdurulmustur alimlar. Bu hafta mutlaka aciklayici 2. Bir yazi cikacaktir. Yani Simdilik alimlarin yayinlanma yeri ve kriterler acisindan durduruldugunu biliyoruz 2. Bir yazi herseyi belli edecek azdaha sabir diyorum
 

yasarayanoglu

Yardımcı Editör
Arkadaşlar yok emekli olanın yerine personel alınması yok Cumhurbaşkanlığının onayı ve bilgisiyle durdurulması yok efendim seneye şu kadar kesinti olur gibi abuk sabuk farazi bilgilere kulağınızı tıkayın. Norm kadro meselesine gelinirse eğer bilimsel araştırma gereklilikleri de dahil edilerek öğrenci sayıları vs gibi kriterlere göre yeniden kadro ihdası yapılırsa bugün 10 ilan görüyorsanız bu sayı 100'e çıkar bırakın azalmayı çift öğretimli olup tüm sınıflara kayıtlı öğrenci sayısının binleri bulduğu hatta geçtiği 4 hocayla yıl bitirmeye çalışan bölümler var bu ülkede hem de azımsanamayacak sayıda. Görünen o ki YÖK tamamen iradesi dışında gelişen bir duruma karşı önlem almaya çalışmakta. Bir de üniversitelerin kafasına göre ilana çıkmasından falan bahsediliyor usul ve esasları belirleyen kanun ve yönetmelikler yürürlükten kaldırılmış değil ki neden üniversiteler kafalarına göre takılsın? Azıcık araştırıp azıcık bilgi sahibi olup öyle insanlara bilgi aktarın. İçi boş bilgilere kimsenin ihtiyacı yok.

Bir de hala şu kriter değişimini soran ve bu konuda fikir beyan edenler var arkadaşlar kriterlerle ilgili tek bir yazı söz eylem gördünüz ya da duydunuz mu? Nereden çıkarıyorsunuz bunları gerçekten anlamakta zorlanıyorum..
 
Son düzenleme:

Mutlu Ege

Öğrenci
Arkadaşlar kendi üniversitemin dekaniyla konuştum. Dediği şey zaten norm yönetmelik vardı söyle ki; geçen dönem fakülteye (mühendislik fakultesi) bir dr. Öğretim üyesi almak için rektörlüğe başvurduk, izin çıktı Yök e gidildiğinde Yök öğrenci sayınız ve mevcut öğretim elemanı sayınıza gore personel yeterlidir denildi, dr. Öğretim üye alımına izin çıkmadı dedi. Kendisi (tamamen kendi) fikri; öyp nin revize edilerek üniversiteye de ağırlık kazandırmak şeklinde bir alim şeklinin olmasını beklediğini söyledi..
 

lacrima

Öğrenci
Vahdet beyin son paylaşımında YÖK ün bu son yazısına istinaden öğretim üyelerinin de bu kapsama girdiği belirtildi. Öğretim üyeleri kadrolarında da bu durum geçerli mi sizce? Ben sanmıyorum çünkü yayınlanmayan ilanlar öğretim elemanı kadrolarıydı, öğretim üyeleri değil. Onlar resmi gazetede bu 3 aylık periyotta sürekli yayınlandı. Vahdet hoca öğretim üyeleri de öğretim elemanıdır demiş. Garip. İnsanları yanlış yönlendirmemek gerekiyor bence. Kim olunursa olunsun. Öğretim üyesi kadrolarında bir sıkıntı yok benim yazıdan anladığım kadarıyla. İnşallah öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi kadroları da en yakın zamanda ilana çıkılır vaziyete gelir.
 

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Arkadaşlar yok emekli olanın yerine personel alınması yok Cumhurbaşkanlığının onayı ve bilgisiyle durdurulması yok efendim seneye şu kadar kesinti olur gibi abuk sabuk farazi bilgilere kulağınızı tıkayın. Norm kadro meselesine gelinirse eğer bilimsel araştırma gereklilikleri de dahil edilerek öğrenci sayıları vs gibi kriterlere göre yeniden kadro ihdası yapılırsa bugün 10 ilan görüyorsanız bu sayı 100'e çıkar bırakın azalmayı çift öğretimli olup tüm sınıflara kayıtlı öğrenci sayısının binleri bulduğu hatta geçtiği 4 hocayla yıl bitirmeye çalışan bölümler var bu ülkede hem de azımsanamayacak sayıda. Görünen o ki YÖK tamamen iradesi dışında gelişen bir duruma karşı önlem almaya çalışmakta. Bir de üniversitelerin kafasına göre ilana çıkmasından falan bahsediliyor usul ve esasları belirleyen kanun ve yönetmelikler yürürlükten kaldırılmış değil ki neden üniversiteler kafalarına göre takılsın? Azıcık araştırıp azıcık bilgi sahibi olup öyle insanlara bilgi aktarın. İçi boş bilgilere kimsenin ihtiyacı yok.

Bir de hala şu kriter değişimini soran ve bu konuda fikir beyan edenler var arkadaşlar kriterlerle ilgili tek bir yazı söz eylem gördünüz ya da duydunuz mu? Nereden çıkarıyorsunuz bunları gerçekten anlamakta zorlanıyorum..

Kardeşim bu süreç seni baya yıpratmış ve kafanı karıştırmış. Anlıyorum doğal aslında. Farazi bilgiler derken ne farazisi? Sn. Erdoğan açıklama yaptı mı? Evet yaptı. Kamuda tasarrufa gidilecek mi? Evet gidilecek. Vahdet hocanın ve Memurlar.net in haberine göre yeni yönetmelik beklenecek üniversiteler ilana çıkamayacak.

Üniversitelerin kafasına göre ilana çıkması meselesine gelince, aslında bu konularda tecrübesiz birisinede benzemiyorsun ama bir hatırlatma yapayım sana. Usul ve esaslar diyorsun ya, güncel usul ve esaslarla bu ülkede rektörler buraya dikkat "BÖLÜMÜ OLMAYAN" bölüme hoca aldılar be! Sadece 400 öğrenci olan bir yüksekokulda 17 öğretim görevlisinin olduğu üniversiteleri biliyorum. Bu yeni yönetmelik bunların önüne geçmek için hazırlanacak.
 

tumua

Araştırma Görevlisi
ayni zamanda YOK’un “hop durun bakalim ne oluyor” seklindeki cikisi ve bu yaziyi yayinlamasi YOK ile CB arasinda bahsedilen yogun iletisimin aslinda olmadigini da gozler onune sermekte. YOK’un CB’na bildirerek bu metni yayinlamasi olasiligi pek yuksek gelmedi bana da cunku YOK ortada acik kural kaide olmamasina istinaden bunu yapti ki okudugumuzda biz de sasirdik bu mu simdi bekledigimiz sey 3 satir mi? diyerektenz Kararname de beklenebilir ancak 60 gune sarkarsa cb ofislerine yeniden baskilar baslar. Aslinda bizim cok da goremedigimiz bir baski olmus ki 60 gun icinde yonetmelik cikacak siz o zamana kadar gerekli olan atamalari yapin denilmis. CB bununla ugrasmaz ya YOKe gerekli bilgilendirme yapilir ya da kisa zamanda yonetmelik yayinlanir ve ilanlar cikar.

Norm kadronun akademi icinde diger devlet daireleri gibi islemeyecegini bunun akademiye zarar verecegini yukarida yazmistim. Evet tasarruf yapilabilir ama yeni bir atama icin emeklilok beklenmesi cok ucuk.
 

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
ayni zamanda YOK’un “hop durun bakalim ne oluyor” seklindeki cikisi ve bu yaziyi yayinlamasi YOK ile CB arasinda bahsedilen yogun iletisimin aslinda olmadigini da gozler onune sermekte. YOK’un CB’na bildirerek bu metni yayinlamasi olasiligi pek yuksek gelmedi bana da cunku YOK ortada acik kural kaide olmamasina istinaden bunu yapti ki okudugumuzda biz de sasirdik bu mu simdi bekledigimiz sey 3 satir mi? diyerektenz Kararname de beklenebilir ancak 60 gune sarkarsa cb ofislerine yeniden baskilar baslar. Aslinda bizim cok da goremedigimiz bir baski olmus ki 60 gun icinde yonetmelik cikacak siz o zamana kadar gerekli olan atamalari yapin denilmis. CB bununla ugrasmaz ya YOKe gerekli bilgilendirme yapilir ya da kisa zamanda yonetmelik yayinlanir ve ilanlar cikar.

Norm kadronun akademi icinde diger devlet daireleri gibi islemeyecegini bunun akademiye zarar verecegini yukarida yazmistim. Evet tasarruf yapilabilir ama yeni bir atama icin emeklilok beklenmesi cok ucuk.

Güzel kardeşim, ülkemizde 90 bin öğretmen açığı var, bu açığıj kapandığını hiç gördünüz mü? Akademide, akademisyen ihtiyacı çok daha fazla lakin bu açıkta kapanmıyor, kapanamazda zaten, devletimizin bu kadar bütçesi yok. Akademiye zarar diyorsunuz, akademi zaten hep zararda, 50/d'den tut, sözlü sınavlara, eş durumundan çık, nepotizme sürekli kötü durumda akademi. Bunuda kimse çözemedi şimdiye kadar. İnşallah yeni düzenlemeyle Cumhurbaşkanımız çözecek! Buna inanfım tam. Zira artık köklü revizyon ve eğitimde sadece liyakatin aslolması elzem. Eğitim sistemi tepeden tırnağa düzelmek zorunda artık. YÖK, aptal değil herhalde değil mi? Bu yazıyı göndererek Cumhurbaşkanımıza neden kafa tutsun ki? Bu mümkün mü? Belliki kararnamedeki geçici maddede hata yapılmış, belki birkaç güne yeni kararnameyle üniversitelere verilen yetki geri alınıp, 60 gün sonraki yönetmeliği bekleyin denilecektir.
 

mollose0

Öğrenci
Diliyorum ki bu altmış gün gerçekten liyakati sağlayacak bir düzenleme ile uğraşmak ile geçer (ya da belki de haftaya çok güzel gelişmeler olur, bilemiyorum). Biraz bu konuyu konuşalım istiyorum: Bir şey değişecek ise ne değişebilir? Norm kadro uygulaması yalnızca alınan personel sayısını azaltmaya yahut ihtiyaca göre oranlamaya yönelikse bu komik olacaktır zira altmış günün ardından "liyakat" diyerek beklediğimiz süre tam beş ay olmuş olacak (beş ayda bu mu yapılabildi yani, denilebilir). Bu kadar bekleyişin liyakat noktasındaki tezahürü aman efendim ALES'in etkisini arttırmak ve benzeri bir değişiklik içinse de insanlar ile dalga geçileceğini düşüneceğim artık. Benim hayalim, hakikaten "bilimsel yeterlilik" aranıyor ise ALES'in yerine geçecek bir "alan sınavı" (sosyal bilimler, mühendislik, fen bilimleri, eğitim bilimleri vb.) hazırlanması; bunu dün gece de bu foruma yazmıştım fakat o anda bir tartışma içerisinde kaynadı gitti. YÖKDİL sıklıkla eleştiriliyor ki kimi zaman acımasızca olsa da eleştiriler haksız değil fakat ALES'e nazaran ölçmeye çalıştığı şey hususunda çok daha iyi olduğunu düşünüyorum (bir çoktan seçmeli sınav ne kadar yabancı dil ölçebilirse o kadar ölçüyor). En nihayetinde bir YABANCI DİL sınavı. Daha niteliklisi olabilir miydi, elbette ama o sınav YDS de değildir açıkçası. Bence birbirlerinden farksızlar. Peki ALES neyi ölçmektedir? ALES'ten 95 alan bir kişiye "bilimsel açıdan yeterlidir" demek üniversite sınavı ile insanları değerlendirmekten farksız geliyor bana. Elbette üniversiteler kendi mülakatlarını yahut bilim sınavlarını yapacaklar, bence haklılar da. Niçin ALES'e güvensinler ki, ALES ne söylemektedir?

Konudan saptığımı lütfen düşünmeyin, tüm bunları anlamaya çalışıyorum. Cumhurbaşkanı bir kararname çıkarıyor, YÖK onun işlerliğini zedeleyecek bir "cevap" veriyor... Beklemenin fenalığı bir kenara, ne için beklediğimizi dahi bilemiyoruz. Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik krizin (yahut ülkemizin içerisinde bulunabileceği herhangi bir krizin) içerisinde bize düşen elimizden en iyi gelen işi yapmaktır. Eğer onlarca şey dururken akademik personel alımlarında ciddi bir kemer sıkma yaşanırsa bu trajikomik olacaktır bana göre. Kemer sıkmaya evvela lüksten başlanır, eğitim bir lüks müdür? Ben devletimizin bu noktada aklıselim bir adım atacağına inanıyorum.
 
Son düzenleme:

Mutlu Ege

Öğrenci
Yani öyp yle belli bi siralama yapilacak sonra onlara alan sinavi yapilacak diye anladim ben xwyz_06 hocam. Ama bu sadece kendi fikri hocanin yani bir duyum değil diye anladim hocanın dediğini gore.
 
U

UmmalıBekleyiş

Guest
Bekleyiş

Kararname öncesinde kamuda tasarruf meselesi yok mu idi ? Kararname yayınlanması bu kadar basite indirgenemez. Koskoca Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde, ertesi gün "Ay ben naptım" şeklinde bir pişmanlık yaşanamaz. Birimlerde yüzlerce kişi ilgili konular üzerine çalışmalar yapmakta. Bu kararname yayınlanmadan önce kararnamenin hazırlık sürecinde elbet bu kemer sıkma meselesi göz önünde bulundurulmuştur sonuçta kemer sıkma meselesi sadece Yök'ün mü umrunda? Belli ki bazı olası suistimallerin önüne geçilmek amacıyla daha belirleyici 2. Bir yazı duyurulacak. Belliki yaşanması muhtemel mağduriyetlerin önüne geçilmeye çalışılıyor. Devletimizde yürütülen her bir çalışma eminim ki oldukça titizlikle sürdürülüyor. Yayınlanan kararnameyi göz ardı edemeyiz sadece kısa bir süre daha sabretmek durumunda olduğumuzu düşünüyorum. Karamsarlığa gerek Yok.
 

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Diliyorum ki bu altmış gün gerçekten liyakati sağlayacak bir düzenleme ile uğraşmak ile geçer (ya da belki de haftaya çok güzel gelişmeler olur, bilemiyorum). Biraz bu konuyu konuşalım istiyorum: Bir şey değişecek ise ne değişebilir? Norm kadro uygulaması yalnızca alınan personel sayısını azaltmaya yahut ihtiyaca göre oranlamaya yönelikse bu komik olacaktır zira altmış günün ardından "liyakat" diyerek beklediğimiz süre tam beş ay olmuş olacak (beş ayda bu mu yapılabildi yani, denilebilir). Bu kadar bekleyişin liyakat noktasındaki tezahürü aman efendim ALES'in etkisini arttırmak ve benzeri bir değişiklik içinse de insanlar ile dalga geçileceğini düşüneceğim artık. Benim hayalim, hakikaten "bilimsel yeterlilik" aranıyor ise ALES'in yerine geçecek bir "alan sınavı" (sosyal bilimler, mühendislik, fen bilimleri, eğitim bilimleri vb.) hazırlanması; bunu dün gece de bu foruma yazmıştım fakat o anda bir tartışma içerisinde kaynadı gitti. YÖKDİL sıklıkla eleştiriliyor ki kimi zaman acımasızca olsa da eleştiriler haksız değil fakat ALES'e nazaran ölçmeye çalıştığı şey hususunda çok daha iyi olduğunu düşünüyorum (bir çoktan seçmeli sınav ne kadar yabancı dil ölçebilirse o kadar ölçüyor). En nihayetinde bir YABANCI DİL sınavı. Daha niteliklisi olabilir miydi, elbette ama o sınav YDS de değildir açıkçası. Bence birbirlerinden farksızlar. Peki ALES neyi ölçmektedir? ALES'ten 95 alan bir kişiye "bilimsel açıdan yeterlidir" demek üniversite sınavı ile insanları değerlendirmekten farksız geliyor bana. Elbette üniversiteler kendi mülakatlarını yahut bilim sınavlarını yapacaklar, bence haklılar da. Niçin ALES'e güvensinler ki, ALES ne söylemektedir?

Konudan saptığımı lütfen düşünmeyin, tüm bunları anlamaya çalışıyorum. Cumhurbaşkanı bir kararname çıkarıyor, YÖK onun işlerliğini zedeleyecek bir "cevap" veriyor... Beklemenin fenalığı bir kenara, ne için beklediğimizi dahi bilemiyoruz. Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik krizin (yahut ülkemizin içerisinde bulunabileceği herhangi bir krizin) içerisinde bize düşen elimizden en iyi gelen işi yapmaktır. Eğer onlarca şey dururken akademik personel alımlarında ciddi bir kemer sıkma yaşanırsa bu trajikomik olacaktır bana göre. Kemer sıkmaya evvela lüksten başlanır, eğitim bir lüks müdür? Ben devletimizin bu noktada aklıselim bir adım atacağına inanıyorum.

Mülakat sistemi (yazılı veya sözlü farketmez) muhakkak kalıcı olacaktır. Size yürekten katılarak şunu söylemeliyim ki, ne ALES, ne de YÖKDİL akademik yeterliliği asla ölçmez. Lisans ortalamasının değer kazanması çok daha mantıklı olacaktır.

Benim tavsiyem ise şudur!
- TOEFL sınavında başarılı olmak.
- Lisans ortalamasının en az 85 olması.
- Arş. ve Öğr. Gör. olabilmek için en az 1 SCI yayını.
- En az 5 bildiriyi uluslararası kongrede yayınlamış olması.
- ALES'ten en az 85 almış olması.
- Adil, liyakat esaslı ve objektif bir ortamda temel alam bilim sınavının yazılı ve sözlü bir şekilde yapılarak en iyi notu alanın atanması.
 

mollose0

Öğrenci
Mülakat sistemi (yazılı veya sözlü farketmez) muhakkak kalıcı olacaktır. Size yürekten katılarak şunu söylemeliyim ki, ne ALES, ne de YÖKDİL akademik yeterliliği asla ölçmez. Lisans ortalamasının değer kazanması çok daha mantıklı olacaktır.

Benim tavsiyem ise şudur!
- TOEFL sınavında başarılı olmak.
- Lisans ortalamasının en az 85 olması.
- Arş. ve Öğr. Gör. olabilmek için en az 1 SCI yayını.
- En az 5 bildiriyi uluslararası kongrede yayınlamış olması.
- ALES'ten en az 85 almış olması.
- Adil, liyakat esaslı ve objektif bir ortamda temel alam bilim sınavının yazılı ve sözlü bir şekilde yapılarak en iyi notu alanın atanması.

Teşekkür ederim Oğulhan Bey, ben de sizin söylediklerinize karşı çıkacak değilim. Bahsettiğiniz koşulların aynı anda tamamının kısa süre içerisinde ülkemiz için gerçekçi olamayacağı açık ama içlerinde uygulanabilecekler yok mu, elbette var. Keşke uygulansalar! Ben not ortalamasından bahsetmedim zira “okullar arası fark” argümanı ile ona karşı çıkılıyor. Ama mesela alan sınavı & not ortalaması birlikte ALES’ten çok daha ciddi bir gösteren olurdu. Hayal maalesef...

Bu arada size bir kez daha teşekkür etmek isterim ilginiz ve alakanız için. Sizi tanımıyorum ama sizin sayenizde pek çok konuya vakıf oldum.

İyi geceler!
 

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Teşekkür ederim Oğulhan Bey, ben de sizin söylediklerinize karşı çıkacak değilim. Bahsettiğiniz koşulların aynı anda tamamının kısa süre içerisinde ülkemiz için gerçekçi olamayacağı açık ama içlerinde uygulanabilecekler yok mu, elbette var. Keşke uygulansalar! Ben not ortalamasından bahsetmedim zira “okullar arası fark” argümanı ile ona karşı çıkılıyor. Ama mesela alan sınavı & not ortalaması birlikte ALES’ten çok daha ciddi bir gösteren olurdu. Hayal maalesef...

Bu arada size bir kez daha teşekkür etmek isterim ilginiz ve alakanız için. Sizi tanımıyorum ama sizin sayenizde pek çok konuya vakıf oldum.

İyi geceler!

İyi geceler hocam.
 

yasarayanoglu

Yardımcı Editör
Kardeşim bu süreç seni baya yıpratmış ve kafanı karıştırmış. Anlıyorum doğal aslında. Farazi bilgiler derken ne farazisi? Sn. Erdoğan açıklama yaptı mı? Evet yaptı. Kamuda tasarrufa gidilecek mi? Evet gidilecek. Vahdet hocanın ve Memurlar.net in haberine göre yeni yönetmelik beklenecek üniversiteler ilana çıkamayacak.

Üniversitelerin kafasına göre ilana çıkması meselesine gelince, aslında bu konularda tecrübesiz birisinede benzemiyorsun ama bir hatırlatma yapayım sana. Usul ve esaslar diyorsun ya, güncel usul ve esaslarla bu ülkede rektörler buraya dikkat "BÖLÜMÜ OLMAYAN" bölüme hoca aldılar be! Sadece 400 öğrenci olan bir yüksekokulda 17 öğretim görevlisinin olduğu üniversiteleri biliyorum. Bu yeni yönetmelik bunların önüne geçmek için hazırlanacak.

Ogulhan bey bakın farkındaysanız burada gerekmedikçe diyaloğa girmiyorum. Evvela "kardeşim" yazmışsınız eyvallah samimiyetiniz için teşekkür ederim ama yaşıt olduğumuzu yahut yaşıma yakın yaşlarda olduğunuzu sanmıyorum. Benim kafamın karışıklığı ile ilgili yorum yapmak yahut buna anlayış göstermek sizin haddiniz değil burada ne kimseye saygısızlık yaptım bugüne kadar ne de gördüm o nedenle yazarken azami dikkat etmenizi en azından benimle iletişimde buna dikkat etmenizi hakkım olduğu için istirham ediyorum başka diyaloglarda ne şekilde hitap ettiğiniz yada yazdığınız beni ilgilendirmez karışmakta haddim değil zaten.

Farazi bilgiler ile ilgili yorumunuza gelince Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmasında "Kamuda personel alımına da dikkat ediyoruz. Emekli olan kadar kişiyi alabiliriz" şeklinde bir açıklama yaptı evet haklısınız. Ancak aklı ve fikri olan herkes bunun devlet kurumlarında çalışan memurlar açısından yapıldığını anlar. Örneğin bir Doçent hoca Prof unvanını almaya hak kazandığında bölümden bir Prof.un emekliliğini mi bekleyecek? Ya da bir Prof. emekli olduğunda yerine yetiştirmek üzere birisi mi alınacak? Araştırma Görevlisi ihtiyacı hasıl olduğunda mevcut Araştırma Görevlisinin emekli olması mı beklenecek? Lafın özü Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklama misal Maliyeyi misal SGKyı kapsayabilir ama Yükseköğretim kurumlarını kapsamaz.

Tecrübem ile ilgili de kelam etmişsiniz evet tahmininizde haklısınız tecrübesiz değilim bilakis 10 yılı aşkın süredir akademinin içindeyim ve iki farklı (birisi vakıf) yükseköğretim kurumunda tecrübe sahibiyim. Usul ve esaslar ile bölümü olmayan bölüme hoca alınması gibi enteresan bir cümle kurmuşsunuz. Burada açık olmayan bölüme hoca alınması gibi bir şey kastettiğinizi düşünüyorum. Birincisi henüz açılmamış (daha doğrusu öğrenci alamayan)bölüme Öğretim Görevlisi alınır çünkü bölüme öğrenci kabulü için en az 3 öğretim elemanının ilgili bölüm bünyesinde bulunması gerekir. İkincisi benim usul ve esaslardan kastım bugüne kadar ilan ve şartları belirleyen yönetmeliğin halen yürürlükte olmasıdır. Torpil meselesine gelince Rektör atamalarının bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığını bilmiyor olacağınızı zannetmiyorum. Cumhurbaşkanımızın kendi atadığı Rektör için aman bir yanlış yapar diye (siz durdurma CB bilgisi dahilinde dediğiniz için söylüyorum) YÖK'ü devreye sokmamıştır sanırım. Ayrıca şimdi gördüm geçici maddede hata yapılmış gibi bir cümle kurmuşsunuz bunu bir daha düşünün derim.

Birşeyi eksik yazmışım onu da tamamlayayım üniversiteler sadece öğrenci yetiştirmez bilim üretirler. O nedenle öğretim elemanı sayısı öğrenci sayısıyla kıyaslanamaz..

Son olarak burada herkes kendi fikrini beyan ediyor (farklı isimlerle forum forum gezip twitterdan gördüklerini birleştirip burada kendi fikri yada yüksek yerlerden duyumu gibi satanları hariç tutuyorum onlar pek çoğumuzun malumu zaten) bende fikirlerimi beyan ettim rica ediyorum hem forumda kalabalık olmaması hem de uzamaması için bu meseleyi karşılıklı atışma şeklinde devam ettirmeyiniz.
 
Son düzenleme:

tumua

Araştırma Görevlisi
Farazi bilgiler ile ilgili yorumunuza gelince Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmasında "Kamuda personel alımına da dikkat ediyoruz. Emekli olan kadar kişiyi alabiliriz" şeklinde bir açıklama yaptı evet haklısınız. Ancak aklı ve fikri olan herkes bunun devlet kurumlarında çalışan memurlar açısından yapıldığını anlar. Örneğin bir Doçent hoca Prof unvanını almaya hak kazandığında bölümden bir Prof.un emekliliğini mi bekleyecek? Ya da bir Prof. emekli olduğunda yerine yetiştirmek üzere birisi mi alınacak? Araştırma Görevlisi ihtiyacı hasıl olduğunda mevcut Araştırma Görevlisinin emekli olması mı beklenecek? Lafın özü Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklama misal Maliyeyi misal SGKyı kapsayabilir ama Yükseköğretim kurumlarını kapsamaz.

Akademiye zarar verir derken kastettiğim tam olarak buydu. Öğretmen açığı vesair bambaşka bir mesele. Eğitim kurumlarında olabilir ancak bir geleneğe sahip olan akademide bilim insanı yetiştirmekle görevli bir kurumda bu durumun olması zaten kabul edilemez.
 

SultanBaybars

Öğrenci
Mülakat sistemi (yazılı veya sözlü farketmez) muhakkak kalıcı olacaktır. Size yürekten katılarak şunu söylemeliyim ki, ne ALES, ne de YÖKDİL akademik yeterliliği asla ölçmez. Lisans ortalamasının değer kazanması çok daha mantıklı olacaktır.

Benim tavsiyem ise şudur!
- TOEFL sınavında başarılı olmak.
- Lisans ortalamasının en az 85 olması.
- Arş. ve Öğr. Gör. olabilmek için en az 1 SCI yayını.
- En az 5 bildiriyi uluslararası kongrede yayınlamış olması.
- ALES'ten en az 85 almış olması.
- Adil, liyakat esaslı ve objektif bir ortamda temel alam bilim sınavının yazılı ve sözlü bir şekilde yapılarak en iyi notu alanın atanması.

Bunlar saçma şeyler. Ales ya da iyi bir İngilizce puanı bir insanın iyi bir araştırmacı ya da akademisyen olacağı anlamına gelmez. Kaldı ki sosyal bilimlerde Arapça, Farsça, Fransızca gibi çok önemli diller varken illa da millet işini gücünü bırakıp İngilizceden 80 90 almaya mı çalışacak? Böyle kalıplar muazzam gereksiz.

Diğer bir husus da TOEFL ile ilgili. 4. Sınıftan 12. Sınıfa kadar İngilizce görüyoruz. Git herhangi bir lise son öğrencisini Sultanahmete bırak, turistlere Türkiyeyi sevip sevmediklerini, çay içmek isteyip istemediklerini soramaz. Sen bu adama düzgün İngilizce dersi vermiyorsun, sonra gitsin TOEFL dan bilmem kaç alsın diyorsun. Olur mu hiç yahu?

Ben şimdi iyi derecede Arapça biliyorum. Çok iyi Farsça bilip İran üzerine, çok iyi Rusça bilip Rus coğrafyası üzerine çalışan arkadaşlarım var. Şimdi bizim İngilizcelerimiz de zayıf (yds 65 75 civarı). E ne olacak biz akademisyen olamıyor muyuz, bunu haketmiyor muyuz size göre?
 
Üst