YÖK Başkanlığının Üniversitelere Kadro Verme Yetkisi Kaldırıldı...

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Ogulhan bey bakın farkındaysanız burada gerekmedikçe diyaloğa girmiyorum. Evvela "kardeşim" yazmışsınız eyvallah samimiyetiniz için teşekkür ederim ama yaşıt olduğumuzu yahut yaşıma yakın yaşlarda olduğunuzu sanmıyorum. Benim kafamın karışıklığı ile ilgili yorum yapmak yahut buna anlayış göstermek sizin haddiniz değil burada ne kimseye saygısızlık yaptım bugüne kadar ne de gördüm o nedenle yazarken azami dikkat etmenizi en azından benimle iletişimde buna dikkat etmenizi hakkım olduğu için istirham ediyorum başka diyaloglarda ne şekilde hitap ettiğiniz yada yazdığınız beni ilgilendirmez karışmakta haddim değil zaten.

Farazi bilgiler ile ilgili yorumunuza gelince Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmasında "Kamuda personel alımına da dikkat ediyoruz. Emekli olan kadar kişiyi alabiliriz" şeklinde bir açıklama yaptı evet haklısınız. Ancak aklı ve fikri olan herkes bunun devlet kurumlarında çalışan memurlar açısından yapıldığını anlar. Örneğin bir Doçent hoca Prof unvanını almaya hak kazandığında bölümden bir Prof.un emekliliğini mi bekleyecek? Ya da bir Prof. emekli olduğunda yerine yetiştirmek üzere birisi mi alınacak? Araştırma Görevlisi ihtiyacı hasıl olduğunda mevcut Araştırma Görevlisinin emekli olması mı beklenecek? Lafın özü Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklama misal Maliyeyi misal SGKyı kapsayabilir ama Yükseköğretim kurumlarını kapsamaz.

Tecrübem ile ilgili de kelam etmişsiniz evet tahmininizde haklısınız tecrübesiz değilim bilakis 10 yılı aşkın süredir akademinin içindeyim ve iki farklı (vakıf) yükseköğretim kurumunda tecrübe sahibiyim. Usul ve esaslar ile bölümü olmayan bölüme hoca alınması gibi enteresan bir cümle kurmuşsunuz. Burada açık olmayan bölüme hoca alınması gibi bir şey kastettiğinizi düşünüyorum. Birincisi henüz açılmamış (daha doğrusu öğrenci alamayan)bölüme Öğretim Görevlisi alınır çünkü bölüme öğrenci kabulü için en az 3 öğretim elemanının ilgili bölüm bünyesinde bulunması gerekir. İkincisi benim usul ve esaslardan kastım bugüne kadar ilan ve şartları belirleyen yönetmeliğin halen yürürlükte olmasıdır. Torpil meselesine gelince Rektör atamalarının bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığını bilmiyor olacağınızı zannetmiyorum. Cumhurbaşkanımızın kendi atadığı Rektör için aman bir yanlış yapar diye (siz durdurma CB bilgisi dahilinde dediğiniz için söylüyorum) YÖK'ü devreye sokmamıştır sanırım. Ayrıca şimdi gördüm geçici maddede hata yapılmış gibi bir cümle kurmuşsunuz bunu bir daha düşünün derim.

Birşeyi eksik yazmışım onu da tamamlayayım üniversiteler sadece öğrenci yetiştirmez bilim üretirler. O nedenle öğretim elemanı sayısı öğrenci sayısıyla kıyaslanamaz..

Son olarak burada herkes kendi fikrini beyan ediyor (farklı isimlerle forum forum gezip twitterdan gördüklerini birleştirip burada kendi fikri yada yüksek yerlerden duyumu gibi satanları hariç tutuyorum onlar pek çoğumuzun malumu zaten) bende fikirlerimi beyan ettim rica ediyorum hem forumda kalabalık olmaması hem de uzamaması için bu meseleyi karşılıklı atışma şeklinde devam ettirmeyiniz.

Öncelikle sizi kırdıysam özür dilerim. Size karşı takındığım tavır ve hitap sizi rahatsız ettiyse daha çok dikkat edeceğimide bilmenizi isterim.

Ben de sizinle aynı fikirdeyim zaten. Akademi, tüm kamu kurum ve kuruluşlarından farklı bir yapılanmadır. Lakin, yinede KAMU kuruluşudur. Umut ederimki ben yanılırım, siz haklı çıkarsınız hocam.

Tabiki burada herkes kişisel görüşlerini ifade edebilir veya aldığı bilgi ve duyumları paylaşabilir. Benim herkesim görüş ve düşüncelerine saygım var, sizlerinde benimkine saygısı olsun lütfen.

Ben de çok iyi biliyorum ki önce hoca alınır, sonra bölüm açılır ben bunu kastetmemiştim. Sizin gibi tecrübeli birisi beni anlamalıydı. Hiç alakası olmayan bireyler için, yeni bölümler icat edildi, oluşturuldu, rektörlerin yakınları yerleştirildi. Ben artık bunun önüne geçileceğini söylüyorum neyine itiraz ediyorsunuz anlamadım hocam. :)

Siz çok kesin bir dille akademiyi tasarruf tedbirleri kapsamaz diyorsunu, ben ise kapsayaBİLİR diyorum. Zira çoğu üniversitemizde çoğu hocalarımız haftada 30, 40 saat derse girdiği halde yeni hoca istihdam edemiyor. Akademisyenlerin etinden, sütünden faydalanılıyor tabiri caizse.

Amacım asla sizinle boy ölçüşmek, size had bildirmek, sizden daha bilgiliyim havasına girmek veya sizinle tartışmak değildir hocam beni yanlış tanımanızı asla istemem. Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir. Bu ahlaki değere sahibim. Sizlerde sahipsiniz eksik olmayın.

Ben bu forumda sadece bir kez iddialı konuştum, 2 hafta içinde kadro açılacak göreceksiniz iddia ediyorum dedim, 12. gün açıldı. Bu benim başarım veya kahinliğim değil, aldığım bilgilerin ve bu bilgiyi aldığım kişilerin etkin ve yetkinkiliğiydi.

Saygılarımı sunar, tekrar özür dilerim. Yaşınızı ve tecrübenizi tam olarak bilmediğim için haddimi aştım, bağışlayın lütfen.
 

tumua

Araştırma Görevlisi
[MENTION=102031]SultanBaybars[/MENTION] hocam naçizane şunu söylemek istiyorum çünkü sanırım bölümlerimiz aynı ya da birbirine çok yakın çalışma alanlarınızı yazınca bu çıkarımı yaptım o nedenle şunu söylemek istiyorum İngilizce bugün bilim dünyasında da en geçerli dillerden birisi sayılmakta. Diyelim ki Arapça'nın gerekli olduğu Arap coğrafyası ile ilgili bir konu çalışıyorsunuz: bu konu hakkındaki güncel yayınlar, bu makale ya da dosyaları yayınlayan en prestijli dergiler, yayınevleri hep İngilizce çalışmaktadır. Her ne kadar kendi uzmanlık alanınıza uygun olan dili bilmek çok iyi bir ilerleme sağlasa da İngilizce gerçekten de gereklidir. Benim çalıştığım alanda da İngilizce dışında ve neredeyse İngilizce'den daha fazla Fransızca önemli bir etken iken ve ben Fransızca'yı da bilmeme rağmen İngilizce'den daha çok istifade ederim yalan yok
 
Son düzenleme:

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Bunlar saçma şeyler. Ales ya da iyi bir İngilizce puanı bir insanın iyi bir araştırmacı ya da akademisyen olacağı anlamına gelmez. Kaldı ki sosyal bilimlerde Arapça, Farsça, Fransızca gibi çok önemli diller varken illa da millet işini gücünü bırakıp İngilizceden 80 90 almaya mı çalışacak? Böyle kalıplar muazzam gereksiz.

Diğer bir husus da TOEFL ile ilgili. 4. Sınıftan 12. Sınıfa kadar İngilizce görüyoruz. Git herhangi bir lise son öğrencisini Sultanahmete bırak, turistlere Türkiyeyi sevip sevmediklerini, çay içmek isteyip istemediklerini soramaz. Sen bu adama düzgün İngilizce dersi vermiyorsun, sonra gitsin TOEFL dan bilmem kaç alsın diyorsun. Olur mu hiç yahu?

Ben şimdi iyi derecede Arapça biliyorum. Çok iyi Farsça bilip İran üzerine, çok iyi Rusça bilip Rus coğrafyası üzerine çalışan arkadaşlarım var. Şimdi bizim İngilizcelerimiz de zayıf (yds 65 75 civarı). E ne olacak biz akademisyen olamıyor muyuz, bunu haketmiyor muyuz size göre?

Türkiye içinde ve Arapça bildiğiniz için Arapça bilinen ülkelerde iyi bir araltırmacı olabilirsiniz. Lakin, kötü bir ingilizceyle uluslararası düzeyde iyi bir akademisyen olamazsınız. Buna ben de dahil. Benimde puanım 75. :)
 
A

Anonim13

Guest
Arkadaşlar benim tüm bu yazılanlardan ve Yök ün üniversitelere gönderdiği en son yazıdan anladığım, kadroların verilememeai durumu yalnızca devlet üniversiteleri için geçerli. Zira yök en son yazıyı devlet üniversitelerine göndermiş. O halde valıf üniversitelerinin Ar. Gör. ve Öğr. Gör. ilanlarına çıkması için herhabgi bir engel kalmadı şu anda sanıyorum ki?
 

SultanBaybars

Öğrenci
Türkiye içinde ve Arapça bildiğiniz için Arapça bilinen ülkelerde iyi bir araltırmacı olabilirsiniz. Lakin, kötü bir ingilizceyle uluslararası düzeyde iyi bir akademisyen olamazsınız. Buna ben de dahil. Benimde puanım 75. :)

Herkes uluslararası akademisyen olacak çapta ve istekte değil. Olamaz da zaten böyle bir şey mümkün değil. Siz bu kadar standart üstü puanları zorunlu kılarsanız, 20 sene sonra akademi çok yüksek puanlı ama analitik düşünceden ve çıkarım yapmaktan yoksun bireylerle dolar.
 

yasarayanoglu

Yardımcı Editör
Öncelikle sizi kırdıysam özür dilerim. Size karşı takındığım tavır ve hitap sizi rahatsız ettiyse daha çok dikkat edeceğimide bilmenizi isterim.

Ben de sizinle aynı fikirdeyim zaten. Akademi, tüm kamu kurum ve kuruluşlarından farklı bir yapılanmadır. Lakin, yinede KAMU kuruluşudur. Umut ederimki ben yanılırım, siz haklı çıkarsınız hocam.

Tabiki burada herkes kişisel görüşlerini ifade edebilir veya aldığı bilgi ve duyumları paylaşabilir. Benim herkesim görüş ve düşüncelerine saygım var, sizlerinde benimkine saygısı olsun lütfen.

Ben de çok iyi biliyorum ki önce hoca alınır, sonra bölüm açılır ben bunu kastetmemiştim. Sizin gibi tecrübeli birisi beni anlamalıydı. Hiç alakası olmayan bireyler için, yeni bölümler icat edildi, oluşturuldu, rektörlerin yakınları yerleştirildi. Ben artık bunun önüne geçileceğini söylüyorum neyine itiraz ediyorsunuz anlamadım hocam. :)

Siz çok kesin bir dille akademiyi tasarruf tedbirleri kapsamaz diyorsunu, ben ise kapsayaBİLİR diyorum. Zira çoğu üniversitemizde çoğu hocalarımız haftada 30, 40 saat derse girdiği halde yeni hoca istihdam edemiyor. Akademisyenlerin etinden, sütünden faydalanılıyor tabiri caizse.

Amacım asla sizinle boy ölçüşmek, size had bildirmek, sizden daha bilgiliyim havasına girmek veya sizinle tartışmak değildir hocam beni yanlış tanımanızı asla istemem. Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir. Bu ahlaki değere sahibim. Sizlerde sahipsiniz eksik olmayın.

Ben bu forumda sadece bir kez iddialı konuştum, 2 hafta içinde kadro açılacak göreceksiniz iddia ediyorum dedim, 12. gün açıldı. Bu benim başarım veya kahinliğim değil, aldığım bilgilerin ve bu bilgiyi aldığım kişilerin etkin ve yetkinkiliğiydi.

Saygılarımı sunar, tekrar özür dilerim. Yaşınızı ve tecrübenizi tam olarak bilmediğim için haddimi aştım, bağışlayın lütfen.
Estağfurullah bağışlamak ne haddime böylesine sinir bozucu bir süreçte yaşanabilir şeyler bunlar ben naçizane birkaç kelam ettim o kadar. Burada geleceği için çırpınan çok az sayıda kişi var (benim durumum biraz daha farklı olsa da) hepimiz aynı amaç için fikir yürütüyoruz. İnşallah siz ve buradaki herkes en kısa zamanda hakkıyla hakkettiği yerlere gelir hem bu ülke için pırıl pırıl gençler yetiştirir hem de bilime katkı sağlar. Sevgi ve saygıyla..

NOT: Herkesten teker teker özür diliyorum inanın tekrar cevap yazmak niyetinde değildim ancak özellikle cevaptaki son cümle üzerine bir cevap vermeme ihtimalim hiç yoktu.
 

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Herkes uluslararası akademisyen olacak çapta ve istekte değil. Olamaz da zaten böyle bir şey mümkün değil. Siz bu kadar standart üstü puanları zorunlu kılarsanız, 20 sene sonra akademi çok yüksek puanlı ama analitik düşünceden ve çıkarım yapmaktan yoksun bireylerle dolar.

Neye göre? Kime göre hocam? Ben sizin düşüncenize katılmıyorum. İsteyen ama gerçekten isteyen bir birey 1 yıl içerisinde çok iyi bir düzeyde ingilizce öğrenebilir. İngilizce öğrenirken araştırmalarınıda yapabilir.

Ayrıca yazdıklarım standart üstü puanlar değil ki! Üniversitede hoca olacak birisi için gayet ideal puanlar. Ayrıca sadece TOEFL şartı demedim o şartlarda, SCI indekste yayında dedim, uluslararası kongrede en az 5 bildiride dedim dikkat etmediniz galiba. :)
 

tumua

Araştırma Görevlisi
Sizlere 2 hafta içerisinde çözüleceğini söylediğimde dalga geçenler olmuştu, yazık! Aldığım bilgilerin doğru çıkmasına çok sevindim. Herkese Allah gönlüne göre versin.

Amacım asla sizinle boy ölçüşmek, size had bildirmek, sizden daha bilgiliyim havasına girmek veya sizinle tartışmak değildir hocam beni yanlış tanımanızı asla istemem. Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir. Bu ahlaki değere sahibim. Sizlerde sahipsiniz eksik olmayın.

:) :) :) just saying hocam
 

SultanBaybars

Öğrenci
[MENTION=102031]SultanBaybars[/MENTION] hocam naçizane şunu söylemek istiyorum çünkü sanırım bölümlerimiz aynı ya da birbirine çok yakın çalışma alanlarınızı yazınca bu çıkarımı yaptım o nedenle şunu söylemek istiyorum İngilizce bugün bilim dünyasında da en geçerli dillerden birisi sayılmakta. Diyelim ki Arapça'nın gerekli olduğu Arap coğrafyası ile ilgili bir konu çalışıyorsunuz: bu konu hakkındaki güncel yayınlar, bu makale ya da dosyaları yayınlayan en prestijli dergiler, yayınevleri hep İngilizce çalışmaktadır. Her ne kadar kendi uzmanlık alanınıza uygun olan dili bilmek çok iyi bir ilerleme sağlasa da İngilizce gerçekten de gereklidir. Benim çalıştığım alanda da İngilizce dışında ve neredeyse İngilizce'den daha fazla Fransızca önemli bir etken iken ve ben Fransızca'yı da bilmeme rağmen İngilizce'den daha çok istifade ederim yalan yok

Ben ortaçağ tarihçiyim hocam.

İngilizcenin önemini asla yok saymıyorum. Uluslararası iletişim ve bilim dili sonuçta. Ama mesela benim tüm kaynaklarım Arapça. Bütün araştırma saham Arapça kaynaklarla dolu. İlhanlı tarihi çalışan birisi için en önemli dil Farsçadır. Çünkü Reşidüddin ve Cüveyni kitaplarını Farsça yazmışlardır. Amerikalı da Farsça öğrenip o kitapları okuyor, Rus da, Türk de. Dolayısıyla araştırma sahası dili belirler, özellikle sosyal bilimlerde. O yüzden birbirinden farklı binlerce araştırma alanı varken dil bilmeyi İngilizce ile sınırlandırmak çok yanlış.

- - - Güncellendi - - -

Neye göre? Kime göre hocam? Ben sizin düşüncenize katılmıyorum. İsteyen ama gerçekten isteyen bir birey 1 yıl içerisinde çok iyi bir düzeyde ingilizce öğrenebilir. İngilizce öğrenirken araştırmalarınıda yapabilir.

Ayrıca yazdıklarım standart üstü puanlar değil ki! Üniversitede hoca olacak birisi için gayet ideal puanlar. Ayrıca sadece TOEFL şartı demedim o şartlarda, SCI indekste yayında dedim, uluslararası kongrede en az 5 bildiride dedim dikkat etmediniz galiba. :)

Evet hocam dikkat etmemiş olabilirim. Şu sıralar sinirlerim oldukça bozuk bu kadro işlerinden ve artık bırakmayı düşünüyorum. Yıldım.
 

tumua

Araştırma Görevlisi
Ben ortaçağ tarihçiyim hocam.

İngilizcenin önemini asla yok saymıyorum. Uluslararası iletişim ve bilim dili sonuçta. Ama mesela benim tüm kaynaklarım Arapça. Bütün araştırma saham Arapça kaynaklarla dolu. İlhanlı tarihi çalışan birisi için en önemli dil Farsçadır. Çünkü Reşidüddin ve Cüveyni kitaplarını Farsça yazmışlardır. Amerikalı da Farsça öğrenip o kitapları okuyor, Rus da, Türk de. Dolayısıyla araştırma sahası dili belirler, özellikle sosyal bilimlerde. O yüzden birbirinden farklı binlerce araştırma alanı varken dil bilmeyi İngilizce ile sınırlandırmak çok yanlış.

hocam doğru tahmin etmişim aynı alanı çalışıyoruz. ELbette kaynak eserler bahsettiğiniz gibidir ancak o eserler üzerinden Batı'nın bizden neredeyse 300 yıl önce yapmaya başladığı çıkarımları, değerlendirmeleri de öğrenmek aynı derecede önemlidir. Bu işlem olmazsa literatürü bilmemiz imkansızlaşır. İşte İngilizce burada devreye girmektedir. Kaynak dil konusunda elbette haklısınız.
 
Son düzenleme:

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Ben ortaçağ tarihçiyim hocam.

İngilizcenin önemini asla yok saymıyorum. Uluslararası iletişim ve bilim dili sonuçta. Ama mesela benim tüm kaynaklarım Arapça. Bütün araştırma saham Arapça kaynaklarla dolu. İlhanlı tarihi çalışan birisi için en önemli dil Farsçadır. Çünkü Reşidüddin ve Cüveyni kitaplarını Farsça yazmışlardır. Amerikalı da Farsça öğrenip o kitapları okuyor, Rus da, Türk de. Dolayısıyla araştırma sahası dili belirler, özellikle sosyal bilimlerde. O yüzden birbirinden farklı binlerce araştırma alanı varken dil bilmeyi İngilizce ile sınırlandırmak çok yanlış.

- - - Güncellendi - - -



Evet hocam dikkat etmemiş olabilirim. Şu sıralar sinirlerim oldukça bozuk bu kadro işlerinden ve artık bırakmayı düşünüyorum. Yıldım.

Aman sayın hocam yılmak bize yakışmaz! Asla pes etmemeliyiz, her yeni gün, yeni umutlar demek.
 

wxyz_06

Öğrenci
Oğulhan ve Yaşar hocam;

İkiniz sayesinde bugüne kadar birçok gelişmeden haberdar olabildik. O yüzden Bugüne kadar yapmış olduğunuz bilgilendirmeleriniz için ikinize de ayrı ayrı teşekkür ederim.
Ayrıca az önceki diyaloglarınız gerçekten takdire şayandır. Bilim insanına yakışır örnek davranışlar sergilediğiniz için de ayrıca teşekkür ederim.
 

yasarayanoglu

Yardımcı Editör
Ben ortaçağ tarihçiyim hocam.

İngilizcenin önemini asla yok saymıyorum. Uluslararası iletişim ve bilim dili sonuçta. Ama mesela benim tüm kaynaklarım Arapça. Bütün araştırma saham Arapça kaynaklarla dolu. İlhanlı tarihi çalışan birisi için en önemli dil Farsçadır. Çünkü Reşidüddin ve Cüveyni kitaplarını Farsça yazmışlardır. Amerikalı da Farsça öğrenip o kitapları okuyor, Rus da, Türk de. Dolayısıyla araştırma sahası dili belirler, özellikle sosyal bilimlerde. O yüzden birbirinden farklı binlerce araştırma alanı varken dil bilmeyi İngilizce ile sınırlandırmak çok yanlış.

- - - Güncellendi - - -



Evet hocam dikkat etmemiş olabilirim. Şu sıralar sinirlerim oldukça bozuk bu kadro işlerinden ve artık bırakmayı düşünüyorum. Yıldım.


Hocam saha dili konusunda çok haklısınız ama İngilizce sevelim ya da sevmeyelim karşımıza çıkıyor. Mesela doçentliğe geçerken uluslararası yayını İngilizce yazmanız gerekmeyecek mi? Yada çalışmalarınızı uluslararası platformlarda sunmak istemez misiniz?

Ama diğer şartlar konusunda her bölüme yayın şartı ve yabancı dil şartı dayatmak biraz fazla gelir öğretim görevlisi alımları için söylüyorum bunu. MYO bölümlerinde öğretim görevlisi olmak için uluslararası yayın ya da İngilizce şartı gibi kriterler çok abuk olur. En basitinden örnek Atçılık ve Antrenörlüğü bölümünde bu kriterlere ihtiyaç var mı mesela :) Hatta bazı forumlarda daha da abartanlar var Doktora şartı gelsin öğretim görevlilerine diye bunlar bana çok saçma geliyor..
 

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Hocam saha dili konusunda çok haklısınız ama İngilizce sevelim ya da sevmeyelim karşımıza çıkıyor. Mesela doçentliğe geçerken uluslararası yayını İngilizce yazmanız gerekmeyecek mi? Yada çalışmalarınızı uluslararası platformlarda sunmak istemez misiniz?

Ama diğer şartlar konusunda her bölüme yayın şartı ve yabancı dil şartı dayatmak biraz fazla gelir öğretim görevlisi alımları için söylüyorum bunu. MYO bölümlerinde öğretim görevlisi olmak için uluslararası yayın ya da İngilizce şartı gibi kriterler çok abuk olur. En basitinden örnek Atçılık ve Antrenörlüğü bölümünde bu kriterlere ihtiyaç var mı mesela :) Hatta bazı forumlarda daha da abartanlar var Doktora şartı gelsin öğretim görevlilerine diye bunlar bana çok saçma geliyor..

Lakin ben bu hususta baya reformcu ve katıyım sayın hocam. Şuan yetki ben de olsa, anında bu şartları getiririm. Tabi kendimde dahil olmak üzere atanabilecek olan kimseyi bulamam. Ama birkaç yıla çoğu kişi gerekli şartları sağlar, kendini geliştirir ve atanır. :) :) Bu da benim ütopyam.

- - - Güncellendi - - -

Resmi Gazete'de bir gelişme veya düzenleme yok arkadaşlar.
 

yasarayanoglu

Yardımcı Editör
Lakin ben bu hususta baya reformcu ve katıyım sayın hocam. Şuan yetki ben de olsa, anında bu şartları getiririm. Tabi kendimde dahil olmak üzere atanabilecek olan kimseyi bulamam. Ama birkaç yıla çoğu kişi gerekli şartları sağlar, kendini geliştirir ve atanır. :) :) Bu da benim ütopyam.

Ütopya demeyelim hepimiz bu ve benzeri gelişmeleri ülkemize kazandırabilmek adına akademisyenliğe adım attık / adım atma çabasındayız. Öğretim üyeleri ve Araştırma Görevlileri için bilimsel çalışmanın ön planda olduğu ALES saçmalığı yerine her bir bölüm için bölüme has yetkinliğin ölçüldüğü değerlendirme sisteminden yanayım burada hem fikiriz. Ancak Öğretim Görevlisi meselesinde (burada da ALES dışında ders öğretim teknikleri ve alanındaki yetkinliğini ölçen bir sınavdan yanayım) yabancı dil şartı ve yayın şartının afaki bir talep olacağını düşünüyorum. Öğretim görevlilerinin akademik kariyer gibi bir mecburiyetleri yoktur onların işi öğrencilere yol göstermek onları yetiştirmektir bir nevi yükseköğretimin öğretmenleri diyebiliriz onlar için.

Zaten ülkemizde herşey ters yapıldığı için bu haldeyiz ben akademik kariyer yapan öğretim üyelerinin çok fazla ders vermesine karşıyım, araştırma görevlilerinin sekreterya işleriyle uğraşmasına karşıyım. Bir defa asistanlık meselesinde ayrım yapılmalı bir Araştırma Asistanı iki Öğretim Asistanı vs vs vs daha bıraksanız sabaha kadar yazarım :) kısacası bizdeki sistemin değişmesi için çok çalışmamız lazım..
 

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
Ütopya demeyelim hepimiz bu ve benzeri gelişmeleri ülkemize kazandırabilmek adına akademisyenliğe adım attık / adım atma çabasındayız. Öğretim üyeleri ve Araştırma Görevlileri için bilimsel çalışmanın ön planda olduğu ALES saçmalığı yerine her bir bölüm için bölüme has yetkinliğin ölçüldüğü değerlendirme sisteminden yanayım burada hem fikiriz. Ancak Öğretim Görevlisi meselesinde (burada da ALES dışında ders öğretim teknikleri ve alanındaki yetkinliğini ölçen bir sınavdan yanayım) yabancı dil şartı ve yayın şartının afaki bir talep olacağını düşünüyorum. Öğretim görevlilerinin akademik kariyer gibi bir mecburiyetleri yoktur onların işi öğrencilere yol göstermek onları yetiştirmektir bir nevi yükseköğretimin öğretmenleri diyebiliriz onlar için.

Zaten ülkemizde herşey ters yapıldığı için bu haldeyiz ben akademik kariyer yapan öğretim üyelerinin çok fazla ders vermesine karşıyım, araştırma görevlilerinin sekreterya işleriyle uğraşmasına karşıyım. Bir defa asistanlık meselesinde ayrım yapılmalı bir Araştırma Asistanı iki Öğretim Asistanı vs vs vs daha bıraksanız sabaha kadar yazarım :) kısacası bizdeki sistemin değişmesi için çok çalışmamız lazım..

Kesinlikle hocam. O kadar eksiğimiz var ki. Çoğu şeyi ters ve yanlış yapıyoruz. İnanıyorum ki yeni düzenleme çoğu mağduriyetleri ve akademideki yanlışlıkları düzeltecektir, düzeltmeli.
 

yasarayanoglu

Yardımcı Editör
Kesinlikle hocam. O kadar eksiğimiz var ki. Çoğu şeyi ters ve yanlış yapıyoruz. İnanıyorum ki yeni düzenleme çoğu mağduriyetleri ve akademideki yanlışlıkları düzeltecektir, düzeltmeli.

YÖK'ün hazırlayacağı şey sadece ve sadece bir kadro cetveli lütfen oradan her şeyi düzeltecek dört başı mamur yepyeni bir düzen çıkmasını beklemeyin dediğim gibi yapılacak olan sadece norm kadro düzenlemesi (anladığım araştırdığım ve duyduğum kadarıyla 60 gün gibi bir sürede yapılması çokta kolay olmayan bir düzenleme) hepsi o kadar.

Bir de yazı biraz yanlış yorumlanıyor sanırım YÖK eğer hazırlaması istenen norm kadro yönetmeliğini bekletmek isteseydi o düzenleme yapılana kadar diye yazardı yazıyı oysa ikinci bir yazımıza kadar demişler ben önümüzdeki hafta bunun çözüme kavuşacağını düşünüyorum.
 

ogulhankayabas

Kısıtlanmış Üyelik
YÖK'ün hazırlayacağı şey sadece ve sadece bir kadro cetveli lütfen oradan her şeyi düzeltecek dört başı mamur yepyeni bir düzen çıkmasını beklemeyin dediğim gibi yapılacak olan sadece norm kadro düzenlemesi (anladığım araştırdığım ve duyduğum kadarıyla 60 gün gibi bir sürede yapılması çokta kolay olmayan bir düzenleme) hepsi o kadar.

Bir de yazı biraz yanlış yorumlanıyor sanırım YÖK eğer hazırlaması istenen norm kadro yönetmeliğini bekletmek isteseydi o düzenleme yapılana kadar diye yazardı yazıyı oysa ikinci bir yazımıza kadar demişler ben önümüzdeki hafta bunun çözüme kavuşacağını düşünüyorum.

İnşallah hocam. Ağzınızdan bal damlıyor. Fakat ben böyle düşünmüyorum. Sebeplerinide yazmıştım zaten.

Sadece norm düzenlemesi olmayabilir hocam, belki köklü bir revizyonda çıkabilir tabi kişisel düşüncem. Yönetmeliği görmek lazım.

Lakin diyelimki bu hafta içi yeniden izinler verildi, üniversiteler nerden ve nasıl kadro ilanına çıkacak? YÖK'e dahi sorulmayacaksa, Üniversite senatoları neye göre kime göre kadro açacak? Denetimini kim yapacak? Gece gece kafamda deli sorular hocam. Gerçekten üniversite yönetimleri 60 günde nepotizmin ve torpilin DİBİNE vurur Allah muhafaza.
 

yasarayanoglu

Yardımcı Editör
İnşallah hocam. Ağzınızdan bal damlıyor. Fakat ben böyle düşünmüyorum. Sebeplerinide yazmıştım zaten.

Sadece norm düzenlemesi olmayabilir hocam, belki köklü bir revizyonda çıkabilir tabi kişisel düşüncem. Yönetmeliği görmek lazım.

Lakin diyelimki bu hafta içi yeniden izinler verildi, üniversiteler nerden ve nasıl kadro ilanına çıkacak? YÖK'e dahi sorulmayacaksa, Üniversite senatoları neye göre kime göre kadro açacak? Denetimini kim yapacak? Gece gece kafamda deli sorular hocam. Gerçekten üniversite yönetimleri 60 günde nepotizmin ve torpilin DİBİNE vurur Allah muhafaza.

Birincisi üniversitelerde reform diye burada da paylaşmıştım bir çok gazetede haber yapıldı (Hükumete yakın). Bir de mesela bugün Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından birisi bu haberlerden birisini paylaşmış buradan bir dönüş olmaz.

İkincisi daha önce de yazmıştım herkes bunun sanırım hala farkında değil bu düzenleme 78 sayılı KHK'nın yürürlükten kaldırılması üzerine yapıldı. Ancak 2547 Sayılı kanun ve Öğretim Üyesi dışındaki öğretim elemanlarının atanması ... hakkında yönetmelik halen yürürlükte orada 78 sayılı KHK'ya yapılan atıflar 2 nolu CB Kararnamesinde de belirtildiği gibi bu kararnameye yapılmış sayılacak. Yani yönetmelik ile ilgili bir problem yok yine yöksis üzerinden verilmeye devam edecektir burada aslında anlaşılmayacak bir durum yok ha keza bugün Vahdet hoca da bir kaç akademisyen ile (birisi adaşım :) ) bu minvalde yazışmalar ve retwitler yapmış bir bakın isterseniz. O yüzden bu 60 günde de o yönetmeliğe göre ilanların devam etmesinde bir sakınca yok öğretim üyesi ilanları izinleri yılbaşında alındığı için devam ediyordu ancak bu yazı sonrası izni alınmış olmasına rağmen devam edemeyecek zaten YÖK yazısında da istisnalar yazılmış. Zaten daha önce de YÖK'ün yaptığı sayı üzerinden dağıtımı yapılan kadronun kullanılmasına izin vermekten ibaretti. Denetimi yine YÖK yapacak YÖK lağvedilmedi sadece izin verme yetkisi elinden alındı yahu :)
 
Son düzenleme:
Üst