Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Şu anki ziyaretçiler
Akademikpersonel.org
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Yeni mesajlar
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Uygulamayı yükle
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
Akademik Personel
Akademik Personel Atama Kriterleri ve Yönetmelikle
YÖK Başkanlığının Üniversitelere Kadro Verme Yetkisi Kaldırıldı...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Kartvel" data-source="post: 500516" data-attributes="member: 105205"><p>Hocam çok saçma gelecek ama, 5 yıldır öğretim görevlisi olarak çalışan biri olarak söylüyorum bunları, anladığım kadarıyla akademisyenlik dediğimiz şey hedeflenerek ulaşılabilecek bir şey değil sanki. Örnek olarak üniversiteye giriş şeklimi anlatayım: Meb'de öğretmenken yüksek lisans yaptım (30 yaşımda başladım), sonra da doktoraya başladım. Ama bu işlerle bir şey hedeflediğim için değil, yaşadığım yer küçük bir yer olduğu için bir anlamda meşgale olsun diye, elimde hazır dil puanı olduğu için (dersane ögretmeniydim ve bir şekilde o döngüden çıkmak istediğim için üds, ales, kpss hepsine girmiş; öğretmen olarak atanmıştım. Dil puanı ve ALES de yanıma kar kalmıştı. Y. Lisans'a girişte de mülakat olmadığını öğrenince elime mi yapışacak deyip, ki yapıştı, belgeleri gönderip şansımı denemek istemiştim.) uğraşmaya başladım. Tabii aklımda belli belirsiz bir hedef vardı, nedir işte doktoram bitince herhalde bir yrd.doç.'lik bulurum diye düşünüyordum ama öyle hayal düzeyinde bir şey bu. Bu hedefsizlikten ciddiyetsizlik anlamı da çıkmasın, yaş da belirli bir seviyede olduğu için herhalde, lisans öğrencisi gibi "Ya hocam yaaa!" demiyor; hocalarım ne derse ben 2 katını yapıyorum, 3 katını özenle yapıyordum; saygıda kusur etmiyordum. </p><p></p><p>Neyse.</p><p></p><p>Doktoramın ikinci senesinde danışman hocam beni birine gönderdi. "O sana anlatacak meseleyi." dedi. Gittim, bir bölüm başkanı, bölümdeki hoca sıkıntısını, başka fakültelerden hatta MEB'den hoca bulmak zorunda kaldıklarını ve artık bundan sıkıldığını; bu geçici çözümlerin öğrenciye faydalı olamadığını, ders programlarının vs.'nin zorluklarından falan bahsetti ve nihayet ağzındaki baklayı çıkardı: Bölümde öğretim görevlisi olarak çalışmamı istiyordu. </p><p></p><p>Velhasıl ilana çıkıldı. İki kişi sınava girme hakkı kazandı. Diğer kişi sınava da gelmedi</p><p>-ki sonradan öğrendiğime göre onun da girme ihtimali varmış aslında, bu nedenle şartı uyan herkes bence kadrolara başvurmalı; çünkü neyin ne olacağı belli olmaz- ve ben de böylece, aklımın ucundan geçmediği halde, öğretim görevlisi olmuş oldum. Ne üniversitede çalışan bir akrabam ne bir siyasi tanıdığım ne de zengin bir yakınım vardı; ama süreç yukarıda anlattığım gibi ilerledi ve hiçbir tanıdığımın olmadığı bir şehirde, sadece danışmanımın, zannederim, bende bir şeyler görmesiyle bu iş böylece olmuş oldu. </p><p></p><p>Herkesin farklı hikayesi vardır elbette; ama benim gördüğüm, üniversiteye girmek, biraz da danışmanların önayak olmasıyla mümkün senin benim gibiler için. Yani danışmanlarının inisiyatif alıp seni bir yerlere önermesinden başka bir yol çok zorlu olacaktır ama imkansız da değil. Sen başvurmaya devam et, doktoran bitene kadar. Doktoran bitince elbet bir yer bulunur bence.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Kartvel, post: 500516, member: 105205"] Hocam çok saçma gelecek ama, 5 yıldır öğretim görevlisi olarak çalışan biri olarak söylüyorum bunları, anladığım kadarıyla akademisyenlik dediğimiz şey hedeflenerek ulaşılabilecek bir şey değil sanki. Örnek olarak üniversiteye giriş şeklimi anlatayım: Meb'de öğretmenken yüksek lisans yaptım (30 yaşımda başladım), sonra da doktoraya başladım. Ama bu işlerle bir şey hedeflediğim için değil, yaşadığım yer küçük bir yer olduğu için bir anlamda meşgale olsun diye, elimde hazır dil puanı olduğu için (dersane ögretmeniydim ve bir şekilde o döngüden çıkmak istediğim için üds, ales, kpss hepsine girmiş; öğretmen olarak atanmıştım. Dil puanı ve ALES de yanıma kar kalmıştı. Y. Lisans'a girişte de mülakat olmadığını öğrenince elime mi yapışacak deyip, ki yapıştı, belgeleri gönderip şansımı denemek istemiştim.) uğraşmaya başladım. Tabii aklımda belli belirsiz bir hedef vardı, nedir işte doktoram bitince herhalde bir yrd.doç.'lik bulurum diye düşünüyordum ama öyle hayal düzeyinde bir şey bu. Bu hedefsizlikten ciddiyetsizlik anlamı da çıkmasın, yaş da belirli bir seviyede olduğu için herhalde, lisans öğrencisi gibi "Ya hocam yaaa!" demiyor; hocalarım ne derse ben 2 katını yapıyorum, 3 katını özenle yapıyordum; saygıda kusur etmiyordum. Neyse. Doktoramın ikinci senesinde danışman hocam beni birine gönderdi. "O sana anlatacak meseleyi." dedi. Gittim, bir bölüm başkanı, bölümdeki hoca sıkıntısını, başka fakültelerden hatta MEB'den hoca bulmak zorunda kaldıklarını ve artık bundan sıkıldığını; bu geçici çözümlerin öğrenciye faydalı olamadığını, ders programlarının vs.'nin zorluklarından falan bahsetti ve nihayet ağzındaki baklayı çıkardı: Bölümde öğretim görevlisi olarak çalışmamı istiyordu. Velhasıl ilana çıkıldı. İki kişi sınava girme hakkı kazandı. Diğer kişi sınava da gelmedi -ki sonradan öğrendiğime göre onun da girme ihtimali varmış aslında, bu nedenle şartı uyan herkes bence kadrolara başvurmalı; çünkü neyin ne olacağı belli olmaz- ve ben de böylece, aklımın ucundan geçmediği halde, öğretim görevlisi olmuş oldum. Ne üniversitede çalışan bir akrabam ne bir siyasi tanıdığım ne de zengin bir yakınım vardı; ama süreç yukarıda anlattığım gibi ilerledi ve hiçbir tanıdığımın olmadığı bir şehirde, sadece danışmanımın, zannederim, bende bir şeyler görmesiyle bu iş böylece olmuş oldu. Herkesin farklı hikayesi vardır elbette; ama benim gördüğüm, üniversiteye girmek, biraz da danışmanların önayak olmasıyla mümkün senin benim gibiler için. Yani danışmanlarının inisiyatif alıp seni bir yerlere önermesinden başka bir yol çok zorlu olacaktır ama imkansız da değil. Sen başvurmaya devam et, doktoran bitene kadar. Doktoran bitince elbet bir yer bulunur bence. [/QUOTE]
İnsan doğrulaması
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
Akademik Personel
Akademik Personel Atama Kriterleri ve Yönetmelikle
YÖK Başkanlığının Üniversitelere Kadro Verme Yetkisi Kaldırıldı...
Üst