Türkiye'de insan hayatları çeşitli yollarla harcanır. Benim hayatımın harcanışı da buna örnek. Aman bize zarar gelmesin kafasındaki sözde bilimcilerin lağımdan farksız dilleri ile harcandı hayatım.
Üniversite bitince idealim filmci akademisyen değil bilimci akademisyen olmaktı. Diplomayı alınca Bilim Teknikte yazılalar yazan bir hoca ile görüşmeye gittim. Kapısı kapalıydı. Hocanın üniversitesinde araştırma görevliliği sınavı açıldı. Sınavda, alınacağı belli olan kişinin sırıtışından midem bulandı ve bu bulantı maalesef tekrarlandı durdu. Doktoraya bu üniversitede başladım. İki makalem oldu. Bu sırada çektiklerimi yazsam sağlam bir otobiyografi kitabı olur. Sınavlarda defter kitap açık ise 1 kişi dışında kimse geçemezdi. O bir kişilerden birinin defterinde soruların cevabının yazdığını tesadüfen gördüm. Benzer durumlara o kadar tepki verdim ki bu dönem lisansüstü öğrenci almadılar. Gene insanların hayalleriyle oynadılar. Yaşımdan küçük profesörler var ama aldırmıyorum. Çünkü hayatım bilimle uğraşarak geçti. Hayatımın bilimle uğraşarak geçtiğini görmeden, bölüm başkanı yardımcısı olacak kadın, UTANMADAN, birilerinin beni yönlendirdiğini söylüyor. Beni birileri yönlendirmiyor. Ben kendimi insan aklının sınırlarını zorlayacak şekilde yaşayabilmek için yönlendiriyorum. Hakkımı yeseler bile durmayacağım. Gerekirse yurt dışında yeniden doktoraya başlayacağım. Bu ortamda ben makale ve tezimi yazmaya çalışıyorum. Bu insanların tezimi kabul etmeyeceğini biliyorum. Bu nedenle, hakkımı alabilmek için şimdiden dava sürecine yardımcı olacak hazırlıklarımı yapıyorum. Dava süreci için neler gereklidir? Sunumumu kameraya kaydetmek gerekli mi? Benim davam için bile olsa kayıt için çekim yapılacaksa sunum sırasında kendimi kötü hissedeceğim. Ne yapmam lazım? İlgilenen arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Üniversite bitince idealim filmci akademisyen değil bilimci akademisyen olmaktı. Diplomayı alınca Bilim Teknikte yazılalar yazan bir hoca ile görüşmeye gittim. Kapısı kapalıydı. Hocanın üniversitesinde araştırma görevliliği sınavı açıldı. Sınavda, alınacağı belli olan kişinin sırıtışından midem bulandı ve bu bulantı maalesef tekrarlandı durdu. Doktoraya bu üniversitede başladım. İki makalem oldu. Bu sırada çektiklerimi yazsam sağlam bir otobiyografi kitabı olur. Sınavlarda defter kitap açık ise 1 kişi dışında kimse geçemezdi. O bir kişilerden birinin defterinde soruların cevabının yazdığını tesadüfen gördüm. Benzer durumlara o kadar tepki verdim ki bu dönem lisansüstü öğrenci almadılar. Gene insanların hayalleriyle oynadılar. Yaşımdan küçük profesörler var ama aldırmıyorum. Çünkü hayatım bilimle uğraşarak geçti. Hayatımın bilimle uğraşarak geçtiğini görmeden, bölüm başkanı yardımcısı olacak kadın, UTANMADAN, birilerinin beni yönlendirdiğini söylüyor. Beni birileri yönlendirmiyor. Ben kendimi insan aklının sınırlarını zorlayacak şekilde yaşayabilmek için yönlendiriyorum. Hakkımı yeseler bile durmayacağım. Gerekirse yurt dışında yeniden doktoraya başlayacağım. Bu ortamda ben makale ve tezimi yazmaya çalışıyorum. Bu insanların tezimi kabul etmeyeceğini biliyorum. Bu nedenle, hakkımı alabilmek için şimdiden dava sürecine yardımcı olacak hazırlıklarımı yapıyorum. Dava süreci için neler gereklidir? Sunumumu kameraya kaydetmek gerekli mi? Benim davam için bile olsa kayıt için çekim yapılacaksa sunum sırasında kendimi kötü hissedeceğim. Ne yapmam lazım? İlgilenen arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Son düzenleme: