50d Araştırma Görevlisi azami eğitim süreleri

[MansurBey]

Malumunuz olduğu üzere yüksek lisansın normal süresi 4 yarıyıl iken doktoranın 8 yarıyıl. 2019'da 50d olarak işe başlayan bir araştırma görevlisinin, yüksek lisansı 6 yarıyıl ve doktorayı 12 yarıyılda bitirmesinde hukuki bir engel var mıdır? Teşekkür ederim.

Ayrıca bir soru daha sormak istiyorum: Ben hem MEB'de atanmaya hak kazandım hem de Ar Gör. olmaya hak kazandım. Siz böyle bir durumda olsaydınız kadrosu garanti MEB'i mi yoksa iş durumu rahat Ar. Gör'ü mü tercih ederdiniz? Eğer öğretmen olursam da yüksek eğitimime devam edip doktoradan sonra üniversiteye geçmeyi düşünüyorum. Tavsiyelerinizi bekliyorum.

 

[chilecAsh]

Sakinca yok azami sureleri kullanabilir.

Universitede 50dlisiniz, MEB’de sozlesmeli dahi olsaniz kadroya geçiş garantisi var.
Universitelerde ogretim uyesi kadrosu bulmak oldukca zor ülkede. Hele bi de akademide yetismemis bir ogretmenseniz bu daha da dezavantajlı olabilir. Herkes eşit şartlarda basvuruda bulunmuyor maalesef.

 

[MansurBey]

Sakinca yok azami sureleri kullanabilir.

Universitede 50dlisiniz, MEB’de sozlesmeli dahi olsaniz kadroya geçiş garantisi var.
Universitelerde ogretim uyesi kadrosu bulmak oldukca zor ülkede. Hele bi de akademide yetismemis bir ogretmenseniz bu daha da dezavantajlı olabilir. Herkes eşit şartlarda basvuruda bulunmuyor maalesef.

Peki siz böyle bir durumda hangisini tercih ederdiniz? Elbette kişiden kişiye değişecek bir şey fakat yine de sormak istiyorum, tercihiniz ne olurdu? Mümkünse gerekçeyle birlikte yazmanızı rica ediyorum. Teşekkür ederim.

 

[chilecAsh]

Peki siz böyle bir durumda hangisini tercih ederdiniz? Elbette kişiden kişiye değişecek bir şey fakat yine de sormak istiyorum, tercihiniz ne olurdu? Mümkünse gerekçeyle birlikte yazmanızı rica ediyorum. Teşekkür ederim.

Ogretmenlikten gelen biri olarak universiteyi tercih ederdim. Eger garantici biri olsaydim kesinlikle MEB derdim boyle bi durumda. MEB’deki monotonluk, bürokrasi ve eğitimdeki her sakat işin bu seviyede başlaması beni bu tercihe iten diger nedenler olur. Ama kesin kadro dusunsem, gelecek garantisi istesem ogretmen kalirdim. Tabi akademideki mobbing, sürekli yükselme merakı, egolar/ticari kavgalar, docentlik vs sartlarinin surekli degismesi/agirlasmasi gibi dezavantajlar da bi kenarda duruyor.

 

[Mr December]

Malumunuz olduğu üzere yüksek lisansın normal süresi 4 yarıyıl iken doktoranın 8 yarıyıl. 2019'da 50d olarak işe başlayan bir araştırma görevlisinin, yüksek lisansı 6 yarıyıl ve doktorayı 12 yarıyılda bitirmesinde hukuki bir engel var mıdır? Teşekkür ederim.

Ayrıca bir soru daha sormak istiyorum: Ben hem MEB'de atanmaya hak kazandım hem de Ar Gör. olmaya hak kazandım. Siz böyle bir durumda olsaydınız kadrosu garanti MEB'i mi yoksa iş durumu rahat Ar. Gör'ü mü tercih ederdiniz? Eğer öğretmen olursam da yüksek eğitimime devam edip doktoradan sonra üniversiteye geçmeyi düşünüyorum. Tavsiyelerinizi bekliyorum.

Hocam araştırma görevlisinin iş durumunun rahat olduğunu size düşündürten şey ne oldu ben de onu merak ettim açıkçası. Araştırma görevlisinin iş tanımı tam net değil, gözetmenlikten tutun formasyon kayıtlarına, dersleri asiste etmekten tutun sınav okumaya kadar herşeyi yapabiliyor araş gör ve bunları yaparken de kendi tezine/çalışmalarına odaklanamıyor.

50d araştırma görevlisi olursanız eğer eğitiminiz bittiğinde kadro bulamazsanız işsiz kalacaksınız, öğretmenlikte kalırsanız da kadronuz olacak. Nerede mutlu olacaksınız, bunu sizin bilmeniz gerekiyor.

 

[hbs]

MEB'de uzun süre çalışıp sonrasında doktora sonrası ünvan alıp akademiye geçen bir hocam var; sizin akademik isteğiniz var olduğu sürece dışarıdan yüksek lisans ve doktora yapmanıza kimse mani olamaz nasılsa, ama 50/d araştırma görevlisi olduğunuzda süre aşımınızda kimse gözünüzün yaşına bakmıyor maalesef, şu an ben de bu durumu yaşadığım için açıkça söyleyebilirim ki eğer başka bi kurumda iş imkanınız varsa onu denemek daha iyi geliyor bana, ayrıca Mr. December'ın dediği gibi araştırma görevlisinin iş tanımı belli değil, verilen bütün idari işleri yapmakla yükümlüsünüz, hayır demeniz mümkün değil... Ben idari işleri yapmaktan tezime vakit bulamadığım için öncelikli alan 50/d'ye göre süre aşımı yaşadım, kanunlar öncelikli alan harici deseler de üniversite ne derse o yani.... Yani dışarıdan göründüğü kadar kolay değil araştırma görevlisi olmak, ama akademik isteğinizi de söndürmeyin, yurtdışında eğitim alıp dönmek kadar bir çok avantajı var başka devlet kurumlarının da...
Gönlünüze göre olsun inşallah....

 

[MansurBey]

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Değindiğiniz tüm hususlarla birlikte kendi şehrimde öğretmenlik yapacak oluşumu da göz önünde bulundurarak MEB'e karar vermiş bulunuyorum. Tekrardan teşekkür ediyorum.

Burada bir hususu daha belirtmek istiyorum: YÖK, lisans mezuniyeti sonrasında gireceği herhangi bir işle tatmin olmayan ve eğitimine devam etmek isteyen insanlara yaptığı vaatte çok yanılıyor. İnsanlara "Bu kadar yıl okursun ama işini garanti edemem ona göre buraya gel." demek akıl kârı değil. KPSS'den 80-85 alıp kadrolu memur olabiliyorsunuz fakat ALES, YDS, bilim sınavı gibi daha zor ve daha az insanın başarılı olabildiği sınavlarda 100 alsanız dahi geleceğiniz risk altında. Elbetteki kendini yetiştiren insanlar dışarıda kalmayacaktır. Fakat sadece kendini yetiştirenlerin üniversitede kalması isteniyorsa bunun yolu insanlara işsizlik vaad etmek değildir. İnsanları korkuya değil, daha fazla çalışmaya sevk edecek vaatlere yönelmeli. Mesele bir kısım araştırma görevlilerin "tembellik" yapmasıysa aynı sorun diğer akademisyenler için de geçerlidir. O halde neden bunlara da aynı işsizlik tehdidi yok? Kendimle ilgili diyorum ki, araştırma görevlisi olsam da olmasam da okumaya ve araştırmaya devam edeceğim. Fakat geleceğimi asla ama asla birilerinin iki dudağı arasına hapsedemem. Bu yüzden, araştırma ve okumalarımı nispeten olumsuz etkileyecek olmasına rağmen öğretmen olmayı tercih ediyorum.

Elbette çok daha fazla şey söylenebilir. Fakat sözü uzatmak istemiyorum. Herkese teşekkürler.