Akademisyen Adayları ÖYP Atamasını Bekliyor

Yüksek Öğretim Kurulu tarafından Temmuz ve Aralık aylarında uygulanan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı atamaları bu Temmuzda henüz gerçekleştirilemedi.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan alan sınavı değişikliğine tepkiler çığ gibi büyüyor. Objektif bir uygulamaya sahip olan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) atamalarının, sözlü mülakat süreçleri ile torpile ve her türlü usulsüzlüklere zemin hazırlayacağını belirten genç akademisyenler, seslerinin duyulmasını bekliyorlar. Genç akademisyenlere desteklerini belirten Eğitim Sen Sendikası da alan sınavı uygulamasını yargıya taşımış bulunmakta. Fakat yürütülen tüm çabalara ve yargı kararının henüz ilan edilmemiş olmasına rağmen YÖK tarafından uygulamaya koyulan ilk alan sınavı 7 ile 10 Temmuz arasında gerçekleştirilmiş bulunmakta. Sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından oluşan şokla birlikte seslerini YÖK’e duyurmak isteyen genç akademisyenler, #2015öypkadroları tag’ı ile twittterdan seslerini duyurmayı hedefliyorlar. Alan sınavı uygulamasının durdurulmasını ve Temmuz ayı içerisinde açıklanması gereken kadro ilanlarının bir an önce ilan edilmesini talep eden genç akademisyenler, mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyorlar.
Nitelikli Bir Akademisyen İçin ÖYP
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından 2002’de nitelikli bir akademisyen yetiştirme programı olarak amaçlanan ÖYP, 2010 yılından bu yana YÖK bünyesinde yürütülüyor. Lisans eğitimini tamamlayan öğrencilerin akademik hayata katılmasını kolaylaştıran ÖYP programına yılda iki kez alım yapılmaktadır. Programa katılmak isteyen adaylar, 2015 Haziran ayına kadar ALES puanlarının %50’si, Lisans Not Ortalamalarının %35’i ve varsa Yabancı Dil Puanlarının %15’i temel alınarak hesaplanılan objektif bir puan sıralamasına göre tercihlerine yerleşmekteydiler. Temmuz ve Aralık aylarında ilan edilen araştırma görevlisi kadroları arasından puanları aracılığı ile tercihlerine yerleşen akademisyenler, 2015 Temmuz atamalarında bir türlü ilan edilemeyen kadrolarını bekliyorlar.
![]() |
2015 ÖYP Kadroları İçin Twitter Hareketi |
YÖK’den Objektiflik Uygulamasını Sona Erdiren Şok Karar
YÖK’ün 14.05.2015 tarihli Genel Kurul Kararı ile uygulamaya koyulan Alan Sınavı değişikliği akıllarda soru işaretleri bırakıyor. Bu karar ile ÖYP programının fiilen ortadan kalktığını düşünen akademisyenler, alan sınavlarında uygulanacak olan sözlü mülakatların objektif olamayacağına tepki gösteriyorlar. YÖK tarafından yapılan açıklamada üniversitelerin yoğun talepleri doğrultusunda alındığı belirtilen alan sınavı kararının detayları ise şu şekilde. Alan Sınav Uygulaması ile ÖYP araştırma görevlisi kadrolarına başvuracak adayların ÖYP puanının hesaplanmasında kullanılacak oranlarda ki değişiklik; lisans not ortalamasının % 20’si, ALES puanının % 25’i, Alan Sınav Puanının % 40’ı ve varsa Yabancı Dil Sınavı Puanının % 15’i olarak hesaplanmakta.
Eğitim Sen’den Alan Sınavı Uygulamasına Tepki Gecikmedi
Eğitim Sen’in internet sitesi üzerinden yaptığı duyuruda ise şu bilgiler yer almaktadır. “Bilindiği üzere YÖK`ün 14.05.2015 tarihli Genel Kurul kararları kapsamında ÖYP atamalarında ‘Alan Sınavı’ uygulaması getirdiğini duyurmasının hemen ardından bu uygulamaya karşı yargıya başvuracağımızı kamuoyuyla paylaşmıştık. Ancak konuyla ilgili açtığımız davada yargının söz konusu düzenlemeye dair kararı beklenmeden, Temel Tıp Bilimleri ve Temel İslam Bilimlerinde toplam 120 kadro için ‘Alan Sınavı’ yapılmıştır. Başka hangi alanlarda söz konusu sınavın yapılacağının ise daha sonra duyurulacağı YÖK tarafından ifade edilmiştir. Dolayısıyla YÖK, yargıya taşınmış bir düzenlemeye dair yargı kararını beklemeden işlem yapmakta ısrarcı olmaktadır.” ÖYP Atamalarında alan sınavına ilişkin yargı kararını beklemeyen YÖK’ün olası mağduriyetlere zemin hazırlamakta olduğunu da vurgulayan Eğitim Sen, alan sınavlarının adaletsizliğine tepki göstermektedir.
Genç Akademisyenlerin Sisteme Olan Güveni Giderek Azalıyor
Tepkilerini duyurmak için olası bütün yollara başvuracaklarının altını çizen genç akademisyen adayları, YÖK’ün suskunluğuna da anlam veremediklerini belirtiyorlar. Hali hazırda ÖYP araştırma görevlisi olarak bulundukları üniversitelerde yüksek lisans eğitimini tamamlamış olan öğrencilerin, doktora eğitimine yerleşebilmeleri için ÖYP atamalarını bekleleri gerekmektedir. Sürecin sekteye uğraması ve doğabilecek olası gecikmeler sonucu kadrolarının da tehlikeye gireceğini belirten akademisyenler, bu sorunların bir an önce çözülmesini talep ediyorlar. Kamuoyunun desteğine itiyaçları olduğunun da altını çizen genç akademisyen adayları, duyarlılığa sahip tüm vatandaşlardan tepkilerini göstermelerini rica etmekteler.
Kaynak: Eğitim Ajansı
Ben hiç 4.0 ortalamalı insan görmedim bahsettiğiniz üniversitelerde çekememezliğiniz abartmadan belli oluyor. Derseniz ki bölüm birincileri, evet onlar 3.85-3.90 arası ortalamaya sahipler ancak onlar da bir iki kişi ve merak etmeyin sizin iyi sandığınız üniversitelerden daha çok tempolu çalışıyorlar ki ALES+YDS+ORTALAMA’da sizi geçiyorlar. Aşağıladığınız üniversitelerden 95 Ales çıkaran adamlar da var. Siz metropol üniversitesindesiniz diye Ales’te de kıyak geçelim mi?
Aşağıda diksiyondan falan bahseden arkadaş ana haber spikeri galiba
Bu torpil düzeninde en hakkaniyetli iş ÖYP idi. Artık ona da torpil karıştığına göre Allah kodamanlardan akrabası olmayanlara sabır versin.
Aralıkta tercih yapmayıp Temmuzu beklemeyi düşünmüştüm, iyi ki de uygulamamışım bu düşüncemi.
Devlette dayımız olmadığı için mecburen 3 krşa özel üniye girip boğaz tokluğuna çalışacaktım.
Sadece ÖYP’de değil her iş’te, mülakatlarda şaklabanlık yapıp ona buna yaranmaya çalışıp iş bulanların şansı yaver gitmez umarım, Allah hakkıyla çalışanın yanındadır, Onların yolu açık olur inşallah…
Türkiye de mülakat=torpil olduğu için eski sistem herşeye rağmen daha iyi.
Gökhan bey diksiyonu düzgün olmayan kişi liseden lisans tan mezun olurken problem yokta akademisyen olunca mi sorun oluyor? Oyp li olmayan akademisyenlerin çoğunun akraba olduğu bir düzende süzgeç ten geçirecek hocanın objektifligine garanti verebiliyor musun ? Murat bey Odtü boğaziçi nden mezun olmayıp gerçekten çok basarili olan çok akademisyen arkadaşım var odtülu boğaziçili akademisyen olacak diye bit kaide yok. Akademisyen olmak isteyen be gerçekten basarili olan birisi oyp olmasada akademisyen olur lütfen başarısızlıklarını hak edip kazananlara çamur atarak kapamaya çalışmayın.
Yök en asli görevi olan yüksek öğretim alanında son derece kritik ve bir o kadar da stratejik bir hamle yaptı arkadaşım kim ne derse desin yargıya taşınmış sözlü mülakat varken yök asli görevini var oluş sebebini yitirmiştir vesselam
Sn Mustafa Akbayir Hocam, doktora ile ilgili ifadelerinizi açar mısınız ? Bahsesilen konumda biri olarak anlayamadım açıkçası.
Yazılarımın oldukça açık olduğuna inanıyordum fakat tekrar ifade etmeme izin verin. X Üniversitesine ÖYP araştırma görevlisi olarak atandınız. Ve bölümünüzde yalnızca Yüksek Lisans var. Eğitiminizi tamamladınız ve doktora sürecine geçmeniz gerekiyor. Ama ne yazık ki bu x üniversitesinde doktora eğitimi yok. İşte burada devreye lisans üstü tercihleri ve yeni bir eğitim süreci giriyor. Ve haberde de bahsettiğim gibi, eğer atamalar yetiştirilemeyecek olursa, bu durumda olup da lisans üstü tercihlerinin açılmasını bekleyen akademisyen arkadaşlarımız var. Forum’da ki açıklamalara ve ilgili konulara göz atarak daha detaylı olarak bilgi edinebilir, hatta kişilere doğrudan ö.m yollayarak iletişime geçebilirsinz.
Aleskolik, diksiyondan yoksun, doğudaki üniversitelerden 4 ortalama ile mezun olan adayların akademisyen olması mi objektif, adil arkadaşlar?? Akademisyen olacak kişinin üniversite hocalarımızın dolayısıyla akademisyenlerin süzgecinden geçmesi gerek diye düşünüyorum.!!!
Sayın Mustafa Fevzi KARAGÖZ, ÖYP araştırma görevlisi olarak bir üniversitenin Yüksek Lisans bölümünde iki yıllık eğitimini tamamlayarak, ilgili dalın doktora bölümünde eğitimine devam etmek isteyen öğrencinin, eğer kendi üniversitesinde doktora bölümü yoksa ÖYP atama sürecinin sona ermesini beklemesi gerekmektedir. Ki daha sonra açılacak olan lisans üstü tercihlerine başvurabilsin. Forum’da ilgili konu başlıklarını takip ederseniz konu ilgili yeterli bilgiye siz de vakıf olabilirsiniz.
Sayın Murat YUCEL, ortaya attığınız fikirler tartışmaya açık ama olaya bakış açınız ne yazık ki yetersiz. Akademi ile ilgilenen bir birey olarak objektiflik ve subjektiflik kavramları arasındaki farkı ve sözlü mülakat süreçlerinin bu kavramlar arasında hangi kefeye daha yakın olacağını eminim “siz de” tahmin edebilirsiniz. Bu durum YÖK’ün lisans eğitimi yeterliliği ile ilgili bir kalite sorunudur. ÖYP sistemi ile bağdaştırılamaz. Eksik ya da noksan, size göre hatalı ya da değil fakat olduğu kadar aleni ve objektif bir süreç, ne yazık ki sözlü mülakat süreçleri ile baltalanmaktadır. Atamalara 1 ay gibi az bir zaman kala oldu bittiye getirilmeye çalışılan bu sürece dair fikirleriniz elbette ki önemlidir. Eminim siz de bu fikirleri biraz düşünerek artık yadsıyamayacaksınızdır.
Ne eski sistem adaletliydi ne de yeni getirilen. Ama en azından eskisinde belirsizlik yoktu. 3 hazirandan bu yana iki ay geçti ama YÖK bile ne yapacağını bilmiyor. YÖK tüm bölümlere yazılı sınavın altından kalkamaz. Kalksa bile 4-5 soruyla dört yılın bilgisi ölçülemez. Şu an için en iyi çözüm alan sınavını YLSY’deki gibi tüm bölümlere aynı aynı anda sözlü olarak yapmak ve sözlü sınavın ağırlığı %20’ye düşürüp yabancı dil için %20 ağırlık getirmek. ALES ve okul ortalaması ise YLSY’deki gibi %40 ve %20 olursa alternatiflerine göre daha adil ve pratik bir sistem kurulabilir.
Doktoraya başlayacak kişinin kadrosu nasıl sıkıntıya girebilir ki?
Mevcut sistemin adil olduğunu savunuyorlarmış. Arkadaşlar Erzincan’dan Muş’tan gelen 4.0 ortalamalı adamlar kadroları dolduruyor. ODTÜ’den Boğaziçi’nden mezun olanlarda tabi ki bu ortalama yok. Edebiyatçı ve tarihçi olanlar Osmanlıca okuyamıyor. Nasıl bir adalet bu? Bunları akademisyen yapan düzen midir objektiflik?